Damla denktaş ile bir mimarın gözünden kahveye yolculuk. Genç kadın girişimcilerimizden Damla hanım ile çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Gelin yakından bir mimarın penceresinden kahvenin dünyasına göz atalım. Sözü çok uzatmadan sizleri damla hanımla bırakıyoruz…
Damla Denktaş Kimdir?
İzmir’de doğdum. 2018 yılında İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünden mezun oldum. Pandemi dönemine kadar mesleğim ile ilgili çeşitli tecrübeler edindim.
Sonraki dönemi ise kendimi kahveye adayarak geçirdiğimi söyleyebilirim. Kahve benim için sonu olmayan bir merak. Bu merak ve tutku; beni, kendi markamı yaratmak için motive eden bir sebep oldu açıkçası.
Bir İç Mimarın Gözünden Kahveyi Nasıl Tanımlarsınız?
Çok güzel bir soru. Aslında her zaman kahveyi ve yaşadığımız mekânları birbirine benzetmişimdir. İçinde yaşadığımız mekânların fonksiyonel bir şekilde tasarlanabilmesi için önce kullanıcıyı anlamak, sonra mekânı kullanıcıya göre en uygun şekilde şekillendirebilmek gerekiyor.
Doğru tasarlanmamış hiçbir mekânda kendimizi o mekâna ait ve mutlu hissedemeyiz. Kahve de aynı şekilde; önce kahvenin karakterini ve potansiyelini baştan sona iyi anlamak, ardından kahveye en uygun profilleri şekillendirip doğru bir şekilde kavurabilmek gerekiyor.
Çok aromatik bir kahve gereğinden fazla kavrulduğunda aromaların çoğu kayboluyor mesela. Aynı tasarımda olduğu gibi, kahvede de farklı zevkler söz konusu tabii. Ama bence en doğrusu, doğru kavurma ile kahvenin potansiyelini ortaya çıkarabilmek.
Firmanızdan Bahseder Misiniz?
Koffeel; gerçekten iyi kahveyi butik bir yaklaşımla tüketicilere ulaştırmayı hedefleyen, yeniliklere ve gelişmelere açık bir bakış açısıyla yoluna devam etmeyi amaçlayan bir kavurma işletmesidir.
Her zaman şunu söylerim; Koffeel’in müşterileri değil, kahve sever dostları vardır. Bu sebeple Koffeel ile yolu kesişen her kahve severle bir dostluk kurabilmeyi isterim. Kavurma atölyemiz İzmir-Güzelbahçe’de. Burada, her çekirdeğin karakterine özgü kavurma profillerini deneyerek en lezzetli çıktıları yakalamaya çalışıyorum. Yeşil çekirdek tedarik ederken seçici davranmaya çalışıyorum.
İyi bir kahve üretmek isteniyorsa yeşil çekirdeğin kalitesi en önemli unsurdur. Kavurma profilimizi genellikle “orta kavrum” olarak tanımlıyorum fakat bana en doğru gelen, çekirdeğin en yüksek potansiyelini açığa çıkaracak şekilde bir profil uyarlamaya çalışmak.
Çeşitli cupping aşamalarından sonra, aynı bir tüketici gibi çekirdeği farklı demleme ekipmanlarında da deneyip uygun demleme önerilerinde bulunuyorum.
Damla Denktaş : Şu an için en büyük hedefim; kahve ve kavurma kısmında kendimi en iyi şekilde geliştirebilmek ve bir kadın girişimci olarak kahvenin her alanıyla ilgili sektöre katkı sağlayabilmek.
Kahve İle Olan Maceranız Nasıl Başladı?
Üniversitede neredeyse her ay tasarımlarımızı tamamlayıp jürilerimize (öğretmenlerimize) sunardık. Jüri öncesi günlerce 1-2 saat uyku ile yaşam mücadelesi verirdik. 🙂 Kahve, bu aşamada en büyük destekçim oldu diyebilirim. Başta tam otomatik bir espresso makinesi ile çekirdek kahveye geçiş yaptım. Çeşitli markaların çekirdeklerini denemeye başladım. Zamanla farklı demleme ekipmanları edinip denemeler yapmaya başladım.
Gün geçtikçe içtiğim kahve bana enerji veren bir içecekten ziyade her alanını merak ettiğim bir tutkuya dönüştü. Bir gün aklıma takılan “Neden kendi kahvelerimi içmiyordum?” sorusuyla 2021 yılında Koffeel doğdu diyebilirim.
Tabii ki hayalim körü körüne bir kahve dükkânı açıp işletmek değildi. Zaten bu dönemde pandemi kaynaklı birçok endişe söz konusuydu. Bu sebeple ilk başta e-ticaretle doğru hedef kitleye ulaşmam gerektiğinin biraz daha az riskli bir yaklaşım olacağını düşündüm.
Tabii bu hayalin gerçekleşebilmesi için şunun farkındaydım; kahve tutkunu bir bireyden daha fazlası olmak gerekliydi. Bu rekabetçi sektöre, ne tarz bir deneyim yaşayacağım kaygısına kapılmadan sadece “Kendimi nasıl geliştirebilirim, markama neler katabilirim?” sorularına odaklanarak adım attım.
2020 yılında marka tescili gerçekleşti. 2021 yılının Şubat ayında ise Cenk Girginol danışmanlığında üretilen 7 çeşit kahvenin online satışı ile sektöre adım attım.
Zaman geçtikçe kahve çeşitliliğini artırıp 3.nesil kahve demleme ekipmanlarına da yer vermeye başladım. Kahve benim için her zaman merak uyandıran, araştırılıp geliştirilmesi gerektiğine inandığım bir şey. Bu yüzden markama kendimden daha fazla şey katabilmek için yaklaşık bir sene sonra SCA kahve ve kavurma eğitimlerimi TOPER Akademi’de tamamladım. Şu anda 20 civarı bir sayıya ulaşan kahvelerimiz, butik olarak taze taze tarafımızca kavruluyor.
Sektörün Kadın Girişimcileri Arasında Olmak Nasıl Bir His?
Hangi meslek olursa olsun “kadın” olmak biraz zor, evet. Bunca zorluğa rağmen ülkemizde kahve sektöründe birbirinden başarılı kadınları görmek gerçekten mutluluk verici.
Hepsi benim için birer ilham kaynağı. Çünkü başarılarını görmek gerçekten motive edici bir his. Ayrıca kadın hassasiyeti ve detaycılığı denen bir şey var 🙂 Bunun kahve sektöründe çok önemli bir özellik olduğunu düşünüyorum.
Kahvenin her aşamasında detaylara odaklanmak ve hassas davranabilmek önemlidir.
Ülkemizdeki Kahve Sektörü Hakkında Düşünceleriniz Nelerdir?
Ülkemizde büyük firmalardan butik firmalara kadar birçok başarılı işletme var. Fakat beni en çok mutlu eden şey, bu işi hakkıyla yapan butik işletmelerin çoğalıyor olması.
Bu işletmelerin Türkiye’de kahve kültürünün gelişmesi adına çok özel ve hayati bir konumda olduğunu düşünüyorum. Sektörün gelişmesi adına, kahvenin sadece içecek olarak görülmeyip her açıdan deneyimlenmesi gereken bir kültür olarak benimsenmesi gerektiğine inanıyorum.
Ev demleyicilerinin çoğaldığını görmek bu kültürün oluşması açısından daha da umut verici. Sektöre yönelik yerli teknolojik yeniliklerin çoğalması ve kahve kültürünün kemikleşmesiyle daha da iyi bir seviyede konumlanacağımıza inanıyorum.
Nitelikli Türk Kahvelerinizden Bahseder Misiniz?
Türk kahvesi denildiğinde, Türk toplumunun yıllardır alıştığı bir damak tadı olduğu yadsınamaz bir gerçek. Uzunca bir süredir Brezilya’nın Rio Minas çekirdeklerinden üretilen türk kahvelerini tükettik, hâlâ da tüketiyoruz.
Türk kahvesi çoğu kişi tarafından; klasik çikolata, fındık, karamel gibi lezzetlere sahip olmalıymış gibi düşünülüyor. Hâlbuki alıştığımız Brezilya kahve çekirdeklerinin genel tat profili bu şekilde. Aslında Türk kahvesi sadece bir demleme yöntemi.
Damak tadınıza uyuyorsa bir Kenya çekirdeğinden de türk kahvesi demleyebilirsiniz. Koffeel’in türk kahvesi seçkisinde geleneksel tatlardan vazgeçemeyenler için klasik türk kahveleri de var fakat single origin kahvelerimizin hemen hemen hepsini türk kahvesi olarak tüketebilirsiniz.
Çok sevilen ve benim de favorilerimden olan Yemen Mocha ve Etiyopya çekirdeklerimizden belki de bu güne kadar içmediğiniz kadar lezzetli Türk kahveleri içebilirsiniz. Sadece seçtiğiniz kahvenin damak tadınıza uygun olması önemli. Bunu da deneye yanıla tecrübe edebilirsiniz.
Evet, yıllardır süregelen alışkanlıkları törpülemek biraz zor gözükebilir. Fakat farklı ülkelerin nitelikli çekirdeklerini denedikçe Türk kahvesinin aslında tek bir tat profilinden ibaret olmadığını, çok daha özel bir konumda olması gerektiğini fark edeceğimize yürekten inanıyorum. 🙂
1 Yorum
Cok bilgilendirici olmus tebrikler Damla hanım