Sanat ve kahve , birbirini tamamlayan her daim insanların iç dünyalarının yansıtan ayrılmaz bir ikili olmuştur. Kültürden kültüre aktarılan miraslar nesilden nesile geçen gelenekler ve daha fazlası tekerlemeler şarkılar bazen de resimler insanın kahve dünyasına olan yansımaları ile sizleri baş başa bırakıyoruz.
Sanat ve Kahve : Edebiyat
Kahve ve kahvehanelerin sosyal yaşamın ayrılmaz bir parçası olmasıyla birlikte, dünyada hiçbir içeceğin sahip olamadığı yaygınlıkta bir kültür de doğmuştur.
İstanbul’da 1554’te ilk kahvehanenin açıldığı günden beri kahve, sanata ve kültüre katkıda bulundu. Sayısız sanatçı, öğrenci ve öğretmen bu kahvehanelerde bir araya geldi; kitaplar okundu, piyesler oynandı, sohbetler edildi.
Üstelik sadece İstanbul’da değil, dünyanın her yerinde kahvehaneler entelektüellerin buluşma yeri, kahve ise sanatçıların en sevdiği ortak içecek oldu. Alexandre Dumas, André Gide, Molière, Victor Hugo, Honoré de Balzac, Voltaire, Ludwig van Beethoven, Immanuel Kant gibi sanatçı ve düşünürler için kahve bir yaşam biçimi haline geldi.(Halk Bilgisi Haberleri dergileri, Cilt:10,s:62)
19.yy ikinci yarısında kahvehaneler, edebiyatçıların, bilim adamlarının, aydınlarının toplantı yeri haline gelmeye başladı. Bazı kahvelerde müşterilere günlük gazete,kitap ve dergi sağlandığından çok çekici bir mekan haline geliyor ve kıraathane adıyla da anılıyordu.Ramazan gelince bazı kahveler “Semai Kahvesi” haline getiriliyor ; şiirlerle,manilerle başlayan geceler,divanlar ve destanlarla son buluyormuş.20.yy’da ise gerek Türkiye ,gerekse Avrupa’da “Edebiyatçı Kahveleri” çoğalmıştır.(Cahit,2001,s:11)
Kahve,10.yy’da medreselerde “Kahve Haramdır.” yazısı bulunurken şairler arasında kahve sevgisini gösteren gazeller dolaşıyordu. Özellikle İstanbul Beliğinin kahve hakkındaki gazeli meşhurdur. Bu gazel, zamanında Tahtakale’nin meşhur büyük kahvehanelerinde ağızdan ağıza dolaşıyordu:
Kahvenin badel gülgûn gibi yoktur anı
Isıcaktır kara yüzlünün amma kanı
Misli manendi mi var müşteri kızdırmakta
Isıcak yüz görecek her kişi ister anı
Puhtedir hade gibi gördü içen ham değil.
Şeyh-u şabm ana bir pare ısındı canı
Mısr-ı Şam-u-Halebi gezdi gelecek Rum’a
Ayağına aldı şarabın o cihan fettanı
Söyle o rusiyehin bana ne keyfiyeti var
Ey Beliği akıtır ayağına yaranı. (Rasim,Cilt:2,s:575)
Sadece gazellere değil, halk şairlerinin şarkılarına da konu olmuştur. İsmini bilmediğimiz halk şairinin kahve hakkındaki şarkısı meşhurdur. Şarkı da kahvenin yirmi kuruştan elli kuruşa çıktığından yakınmaktadır:
Şerbeti sürdüm ibriğe,
Gemi geldi gümrüğe,
Yirmiden çıktı elliye,
Kahve seni kande bulam,
Kokusu güzel,fincanı güzel,
Köpüğü güzel efendim,
Naz ile istiğna ile gelir kahve.
Nohudu koydum tavaya,
Emeğim gitti havaya,
Başımız döndü tavaya,
Kahve seni kande bulam,
Kokusu güzel, fincanı güzel,
Köpüğü güzel efendim,
Naz ile istiğna ile gelir kahve.
Tahmise vardım uğradım,
Eve geldim ağladım,
Başıma tiryak bağladım,
Kahve seni kande bulam,
Kokusu güzel, fincanı güzel,
Köpüğü güzel efendim,
Naz ile istiğna ile gelir kahve.
Yıldıza döndü gözlerim,
Asla tutmuyor dizlerim,
Her evde kahve gözlerim,
Kahve seni kande bulam,
Kokusu güzel, fincanı güzel,
Köpüğü güzel efendim,
Naz ile istiğna ile gelir kahve.
Tahmise yoktur tıngırdı,
Kahveler bulunda döküldü,
Kaşık böyle saldırdı,
Kahve seni kande bulam,
Kokusu güzel, fincanı güzel,
Köpüğü güzel efendim,
Naz ile istiğna ile gelir kahve.
Bahçeden kopardım narı,
Ardıma almışım arı,
Tahmise kırk elli mari?
Kahve seni kande bulam,
Kokusu güzel, fincanı güzel,
Köpüğü güzel efendim, Naz ile istiğna ile gelir kahve.(Camiünnezir,no:2955)
Kahve, neden ünlenmesin ki, birer halk tekerlemesi olarak dillerde pelesenk olmağa başlamıştır artık.
Kahvelerim pişti, gel.
Cezvelerim taştı, gel.
İyi günün dostları,
Kötü günüm geçti, gel.
Gibi halk arasında rağbet gören maniler, söylene söylene hafızalara kazınır ve sonraki kuşaklar tarafından zevkle tekrar edile gelir.
Günümüzde pek çok şaire de ilham kaynağı olmuştur. Kahve, edebiyatımız açısından oldukça önemli bir yere sahiptir.
Sanat ve Kahve : Müzik
Antonio Vivaldi ve Carlo Goldoni gibi önemli müzisyenler de kahveden etkilenmiş, keman için “La Bottega del Caffe” adlı bir eser yazmışlardır. Ancak kahveden en çok etkilenen müzisyen J.S. Bach’tır. Bu büyük müzisyen, kahve aşkını ünlü Kahve Kantantı’nda notalara dökmüştür. 1732 yılında Leipzig’de yayınlanan Kahve Kantantı’nda Bach, Picander’in şiirinden yararlanmıştır. Kantantın yazılmasının en önemli sebebi, o sırada Almanya’da kadınlara kahvenin yasaklanmaya çalışılıyor olmasıydı. Oysa kahvenin sohbeti, cinsiyet ayrımı yapmamalıydı.
Kahve Kantantı, bir babanın kızını kahve içmekten vazgeçirmeye çalışmasını anlatır. Ancak kahve, genç kız tarafından şu sözlerle yüceltilir:
“Ah, kahve ne tatlı,
Binlerce öpücükten daha tatlı,
muscat şarabından daha yumuşak,
Kahve, kahve onsuz olamam;
Eğer bana bir şey ikram edecekseniz
Ah, o zaman bana kahve veriniz!”
– J.S. Bach, Kahve Kantantı
Sanat ve Kahve : Resim
Kahvenin verdiği ilhamla yapılmış sayısız resim bugün Avrupa’nın hemen her yerindeki müzelerde sergilenmektedir. Bunlar genellikle, sanatçıların sıkça gittikleri kahvehaneleri, evlerde içilen kahveyi ve kahve sohbetlerini aktarır. Dünyanın ilk kahvehane resmi ise, Hollandalı ressam Adrian van Ostade’ye aittir. François Boucher, Franz Schams, Jean Léon Jérôme gibi ressamların ortaya çıkardığı eserler ise hem eski kahvehaneler, hem de kahve kültürü hakkında bilgi verir.
Türkiye’de ise Üsküdarlı ressam Ali Rıza Bey’in resimleri önemli eserlerdir. 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başı yaşamış olan Ali Rıza Bey, dönemin yazlık ve kışlık kahvehanelerini, kahve ocaklarını, fincanlarını, cezvelerini, kahve dolaplarını ve seyyar kahvecilerini karakalem resmetmiştir. Ali Rıza Bey’in korunabilen onlarca resmi, bugün özel koleksiyonlarda yer almaktadır.
Kahve İle İlgili Atasözleri
Berberin solumazı, tellağın terlemezi, kahvecinin söylemezi(yeğdir.)
Her işi yapanın kendin göre bazı özellikleri bulunması gerekmektedir. Önemli olan bir iş icra edilirken bu işten hizmet alanlara rahatsızlık vermemektir.
Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır
Kişi kendisine yapılan iyilikleri asla unutmamalıdır. Birisi bize bir fincan kahve ikram ettiyse artık o kişi ile aramızda bir bağ oluşur ve bu yakınlık sonraki zamanlarda da karşımıza çıkar.
Köylünün kahve cezvesi karaca amma sürece
Köylünün kahve cezvesi gösterişsizdir ama konukları ağırlamak için sürekli olarak kaynar.
Uyku yorgansız kahve dumansız olmaz.
Kahve İle İlgili Deyimler
Kahve dövücünün hınk deyicisi, havan dövücünün hınk deyicisi olurmuş.
Kestane suyu gibi kahve(sulu pişirilmiş kahve)
Cezve sürmek(Kahve pişirmek için cezveyi ateşe sürmek)
Mahalle kahvesi gibi(kalabalık yer)