Anasayfa » Üsküdarlı Bilge Yusuf ile Rum Balıkçı Stelyo’nun Hikayesi

Üsküdarlı Bilge Yusuf ile Rum Balıkçı Stelyo’nun Hikayesi

CeydaKazan

Üsküdarlı Bilge Yusuf ile Rum Balıkçı Stelyo’nun Hikayesi

Bir Kahvenin Kırk Yıl Hatırı Var” hikayesi, tarihi bir öyküdür. Osmanlı İmparatorluğu’nun zengin kültürel mirasının içerisinde derin bir köşede saklanan bu hikaye, kahvenin Osmanlı toplumunda ve geleneklerinde oynadığı özel ve sembolik rolünü anlatırken, aynı zamanda dostluğun, sohbetlerin ve misafirperverliğin bir yansıması olarak da yerini almıştır.

Bir Acı Kahvenin 40 Yıl Hatırı Vardır Atasözü ve Anlamı

TDK Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü’ne göre bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır atasözünün anlamı “İyilik küçük de olsa unutulmaz.” demektir. Yapılan küçük bir iyilik ileride bir gün muhakkak hatırlanır.

“Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır.” sözü bu anlama gelir. Küçük bir kahve ikramı bile uzun yıllar sonra bir gün muhakkak hatırlanır ve bu iyilik bir şekilde vefa ile karşılık bulur.

Bir kahvenin 40 yıl hatırı var” deyimi Üsküdarlı Bilge Yusuf ile Rum balıkçı Stelyo’nun hikayesine dayanır.

1895 Eminönü Yemiş İskelesi, balıkçı kahvesine giren Osmanlı zabiti; “Bre Yusuf, herkese benden okkalı bir kahve, ama şurada oturan Rum palikaryasına yok. Ona, kahvem de akçem de haramdır” der.

Bilge Yusuf kahveleri ikram eder, bir kahve de Palikarya Stelyo’nun önüne koyar, Zabıt adeta kükrer.” Ben, ona haramdır demedim mi Yusuf”. Bilge Yusuf, hiç istifini bozmaz “Komutan, o kahve benden, ona da helaldir.” der. Stelyo minnetle bakar Yusuf’a

1905 olur, Samos (Sisam) arasında Rum isyanı başlar. Damat Ferit Paşa adaya asker çıkarır. Bilge Yusuf da askerdir ve adaya çıkan askerler arasındadır. Ancak ilk çatışmada esir düşer. 2 yıl yatar Samos zindanlarında…

2 yıl sonunda Rum çeteciler, Yusuf’u esir pazarında satışa çıkarırlar. 5 para, 7 para sesleri arasından bir ses yükselir.
– O Türk’e benden 5 kuruş, hemen alıyorum.

Sessizlik hakim olur, Rum alır Yusuf’u arabasına köyün dışına çıkarır. Denize yakın bir yerde arabasını durdurur, Yusuf’a döner

– Serbestsin Bilge Yusuf ” der.

Yusuf bu duruma inanamaz, Rum’un ellerine kapanır.

 – Beyim, kimsin necisin, beni neden özgür bırakırsın? der. Rum Yusuf’a döner.

– Ben balıkçı Stelyo” der. Ancak Yusuf adamı tanıyamaz. Hayretle durumu çözmeye çalışır.

Rum, uzun uzun anlatır, 12 yıl öncesine, Yemiş iskelesine döner. Detaylarıyla o günü anlatır

Ve -“İşte ben, bir fincan kahveyi helal ettiğin balıkçı Stelyo’’ der. Gözyaşları sel olur. Sarmaş dolar olurlar.  Stelyo, Yusuf’u kaçak yoldan İstanbul’a gönderir.

Bu dostluk tam tamına 35 yıl devam eder. Her yıl birbirlerini ziyaret ederler. Ve Her ziyarette bir fincan kahve mutlaka vardır. Çocuklarına, hatta torunlarına dostluklarını anlatırlar ve “Bu kahvenin 40 yıl hatırı var” derler.

Yazarımız Ceyda Kazan tarafından düzenlenmiştir.

Yorum bırakın

İlgili Paylaşımlar